CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ile görüştü:

EKONOMİ

- "Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli"- "Sıcak siyasetin Merkez Bankasına müdahale etmesini asla istemedik ve istemiyoruz da. Bu düşüncemizi de Sayın Başkan'a ifade ettik"- "Kurumun iyi bir kadrosu var, kadronun korunması gerektiğini istedik. Bu konuda da elimizden gelen her türlü yardımı yapabileceğimizi de ifade ettik"- "Zam yağmuru zaten arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi bizim açımızdan da sokaktaki vatandaş açısından da sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik"

ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile görüştü.

Kılıçdaroğlu, beraberindeki CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu ile TCMB'nin idari binasına geldi.

Kılıçdaroğlu ve beraberindeki heyeti, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu karşıladı.

Basına kapalı görüşme 1,5 saat sürdü.

- "Kurumun iyi bir kadrosu var"

Kılıçdaroğlu, görüşmenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Merkez Bankasının bir Cumhuriyet kurumu olduğunu, "Cumhuriyet" sözcüğünün kamu kurumları arasında Cumhuriyet savcıları ve TCMB'de yer aldığını hatırlattı.

TCMB'nin bağımsız, fiyat istikrarından sorumlu olan bir kurum olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Kurumun bağımsızlığı sadece bizim için değil, dünya finans piyasaları için de son derece değerli ve önemli. Sıcak siyasetin Merkez Bankasına müdahale etmesini asla istemedik ve istemiyoruz da. Bu düşüncemizi de Sayın Başkana ifade ettik. Ayrıca Merkez Bankasının yetkilerinin kararnamelerle alınıp başka bir kuruma verilmesinin de doğru olmadığını, özellikle Fiyat İstikrarı Komitesine vurgu yaparak da ifade ettik." diye konuştu.

Merkez Bankasının iyi bir kültürünün bulunduğunu, Cumhuriyet tarihi boyunca bu kültürü adım adım oluşturduğunu ve bu kültürün yok olmamasını istediklerini aktardığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Kurumun iyi bir kadrosu var, kadronun korunması gerektiğini istedik. Bu konuda da elimizden gelen her türlü yardımı yapabileceğimizi de ifade ettik." dedi.

- "Hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik"

Fiyat istikrarı konusunda günlük hayattaki yaşananlara işaret eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zam yağmuru zaten arka arkaya geliyor. Dövizin kontrol edilememesi, Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi bizim açımızdan da sokaktaki vatandaş açısından da sanayici açısından da bir sorun olarak önümüzde duruyor. Bu konudaki hassasiyetimizi büyük ölçüde ifade ettik. Son 45 günde Türk lirası yüzde 10 değer kaybetti. Bu rakam ciddi bir rakam. 45 günde Türk lirasının bu kadar büyük değer kaybetmesi, fiyat istikrarının olmadığını gösteriyor ve bunun yansımaları sokaktaki insana gelecek."

Sokaktaki insanın bunun yansımalarından büyük ölçüde etkileneceği görüşünü dile getiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Esnafından tutun işçiye, taşeron işçiye, işsizlere kadar mutfağı büyük ölçüde etkileyecek bu. Gördüğümüz tablo şudur, bugüne kadar hep vatandaşın ağzında bir lokma vardı, lokmayı almaya çalışıyordu mevcut hükümet, şimdi mutfağındaki tencereyi de almaya çalışıyor. Dolayısıyla önümüzdeki süreç bir zam yağmuru olarak vatandaşın önüne gelecek. Bu konudaki bütün duyarlılıklarımızı, hassasiyetimizi bir şekliyle ifade ettik. Bunu da ifade etmek zorundaydık zaten. Çünkü bu ülkede her vatandaşın hakkını, hukukunu, geleceğini savunmak iktidarın görevi olduğu kadar muhalefet partilerinin de görevidir. Bu konudaki bütün duyarlılıklarımızı bir şekliyle ifade ettik."

- "Bu fon mutlaka olmalı"

Dövizin sürekli Türk lirası karşısında yükselmesi ya da Türk lirasının değer kaybetmesinin endişelerini de ifade ettiklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Çünkü önümüzdeki kış bir zam yağmuru gelecek. Elektrikten, akaryakıttan, doğal gazdan tutun hemen hemen her alanda ciddi sorunlar çıkabilir. Bu konuda ben grup toplantısında bir Kara Kış Fonu oluşturulması gerektiğini ifade etmiştim. Burada da ismi kara kış olmayabilir ama fakirin fukaranın hakkını, hukukunu korumak açısından, onların pahalı elektrik, pahalı doğal gazla karşılaşmamaları açısından en azından bütçelerine belli zaman dilimleri içinde katkıda bulunmak için bir fonun oluşturulması gerektiğini ifade ettim. Bu fon mutlaka olmalı aksi halde bu kış, vatandaşlar için çok kötü olacak. Bunun da altını özenle çizmek isterim.

Merkez Bankasının bağımsızlığına müdahale eden kişinin (Recep Tayyip) Erdoğan olduğunu, ben de siz de Mısır'daki sağır sultan da biliyor. Faiz oranları düşsün veya faiz oranları şu seviyeye insin diye ilk bilgiyi veren, kamuoyunu bilgilendiren kişinin veya bu konuda talimat verdiğini söyleyen kişinin Erdoğan olduğunu biliyoruz. Buradan Erdoğan'a açık ve net çağrı yapıyorum, lütfen Merkez Bankasının kurumsal kimliğine saygı göster ve faiz yükselir mi, faiz düşer mi, bu konuda kararı sen değil bu konuda kararı liyakatli kişiler versin. Eğer onlar bu kararı verebilirlerse o zaman dünyada pek çok finans kuruluşu da Merkez Bankasına saygı gösterecektir. Bugün bu kararı büyük ölçüde Erdoğan'ın verdiğini ben de biliyorum, herkes biliyor, pek çok finans çevresi de biliyor. Dolayısıyla sıcak siyasetin buraya girmesinden rahatsızız ve bu rahatsızlığımız bir şekliyle dile getirildi."

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.