İSTANBUL (AA) - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Ayşen Erdinçler, "Müsilaj sadece Marmara'nın değil, hepimizin sorunu. Sosyal ve ekonomik anlamda çok etkisi var. Bu sorumluluğu bir an evvel paylaşmalı ve önlem almada çok hızlı olmalıyız. Marmara'ya atılan endüstriyel atıkların mutlaka kesilmesi lazım." dedi.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve IstanbuLab iş birliğiyle düzenlenen "Disiplinlerin ve İdari Sınırların Ötesinde Deniz ve Salyası" paneli, çevrim içi olarak gerçekleştirildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı Ayşen Erdinçler, panelde yaptığı konuşmada, gemilerden kaynaklı kirliliğin önüne geçmek için çok sık denetim gerçekleştirdiklerini söyledi.
Deniz kirliliğinin tespiti için çok geliştirilmiş sistemlere ihtiyaç olduğunu ifade eden Erdinçler, şunları kaydetti:
"Balıkçılığın çok kontrollü ve planlı yapılması lazım. Biz İBB olarak, denizin temizliği için her türlü projeye ortak oluyor ve destek veriyoruz. Bu müsilaj sadece Marmara'nın değil hepimizin sorunu. Sosyal ve ekonomik anlamda çok etkisi var. Bu sorumluğu bir an evvel paylaşmalı ve önlem almada çok hızlı olmalıyız. Marmara'ya atılan endüstriyel atıkların mutlaka kesilmesi lazım. Vatandaşa, üreticilere çok önemli görev düşüyor. Yer altı sularının kirlenmemesi ve derelere deşarj yapılmaması lazım. Entegre bir yönetim sistemi oluşturmamız gerekiyor."
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Duygu Kaşdoğan da Marmara Denizi'nde devam eden ve Ege Denizi'ne doğru ilerleyen müsilajın denizlerdeki yaşamı ve halk sağlığını tehdit ettiğini belirtti.
Kaşdoğan, antropojenik kirlilikten, denizlerdeki biyoçeşitliliğe, gıda güvenliğine, halk sağlığına, çevre adaletine, kentsel altyapılara, bilimsel veri üretim ve paylaşım süreçlerine kadar birbiri içine geçen birçok konunun eş zamanlı ve disiplinler ötesi yaklaşımlarla tartışılması gerektiğini vurguladı.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ile IstanbuLab ortaklığında düzenlenen panelin, mevcut ekolojik felaketi farklı ölçeklerde ve yaklaşımlarla sorgulamaya açtığını anlatan Kaşdoğan, deniz ekosisteminin onarımı ve korunması için nelerin nasıl yapılması gerektiğinin tartışılması gerektiğini söyledi.
- "Müsilaj çevreye karşı işlenmiş bir suç"
Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu ise şunları kaydetti:
"Bakterilerin hücre duvarlarını oluşturan materyal, okyanuslarda bulunan organik nitrojen kaynaklarından birini temsil eder ve bakteri kapsüllerinden türetilen organik karbonun salınması ve pıhtılaşması, ekzopolimer parçacıkların oluşumu için önemli bir mekanizma oluşturabilir. Aslında bakteriler kapsüllerini her yenilediğinde onu oluşturan polimerleri kendilerini çevreleyen ortama bırakırlar ve bu organik madde de bozunmaya karşı biraz dirençlidir. Dolayısıyla denizel ekosistemlere biyoteknolojik uygulamalar yaparken basit ve herhangi bir bilimsel yönteme dayanmayan konsept denemeler sonucu elde edilen bilgilerle hareket etmemek gerekir. Müsilaj çevreye karşı işlenmiş bir suç. "
İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojiileri Ar-Ge Merkezi Direktörü ve Boğaziçi Üniversitesi Yaşam Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Berat Haznedaroğlu, müsilajın organik bir madde olduğunu belirterek, "Bakteriler aynı bizim gibi organik maddeyi parçalarken oksijen tüketiyorlar. Bu sebeple kontrolsüz bir bakteri popülasyonunun müsilaja enjekte edilmesi hali hazırda düşük olan oksijen miktarını daha da düşürecektir. Herkesin sorumluluğu var. Bu konuda vatandaşların kuvvetli bir kamu denetçisi olması lazım." dedi.