Gazeteci, yazar Ahmet Kekeç, kabri başında anıldı

Genel

- Mehmet Hakan Kekeç:- "Babamın temsil ettiği hayat değerleri izole edilmek isteniyordu. Dolayısıyla o sertlik babamın da kalemini sertleştirmişti"- Şair Mustafa Özçelik:- "Zor zamanlarda yazmak her yiğidin karı değil. İmkanlar müsait olsaydı onu çok güçlü bir romancı olarak görecektik Türk edebiyatında ama hayat şartları onu gazeteciliğe itti"

İSTANBUL (AA) - Gazeteci, yazar ve hikayeci Ahmet Kekeç, vefatının 1. yılında Eyüp Sultan Mihrişah Valide Sultan Külliyesi Haziresi'ndeki kabri başında anıldı.

Asımın Nesli İmam Hatip Ortaokulu öğrencilerinin kuran tilavetiyle başlayan anma etkinliğine Kekeç'in oğlu Mehmet Hakan Kekeç, eşi Sibel Kekeç, Prof. Dr. Erdoğan Boz, Doç Dr. Ayşe Atıcı Arayancan ile edebiyat dünyasından birçok isim katıldı.

- "Hayattaki en zor şeylerden birisi anlaşılmak"

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Mehmet Hakan Kekeç, Ahmet Kekeç'in gençlik dönemlerinde edebiyatçı olmak istediğini ancak hayat mücadelesi nedeniyle gazeteciliğe yöneldiğini belirterek, "Babamın temsil ettiği hayat değerleri izole edilmek isteniyordu. Dolayısıyla o sertlik babamın da kalemini sertleştirmişti." dedi.

Babasının özel hayatında çok yumuşak birisi olduğuna vurgu yapan Mehmet Hakan Kekeç, şunları kaydetti:

"Damarına basılmadığı müddetçe yumuşak yüzünü gösterirdi. Biz vefatından sonra baktık ki bu durum biliniyormuş. Hayattaki en zor şeylerden birisi anlaşılmak. Baktık ki babam anlaşılmış. Bu bizim bir senemizi ihata etti. Her şeyden önemlisi de hasret oluyor ama bunlarla beraber hasretin yanına böyle bir gurur da eklemiş oluyoruz."

Kekeç, kendisinin takip ettiği, beğendiği ve okuduğu bazı yazarların babasıyla gençken mektuplaştığını sonradan öğrendiğini ifade ederek, Ahmet Kekeç'in birçok insanın hayatına dokunduğu noktaları yeni yeni keşfettiğini söyledi.

- "Zor zamanlarda yazmak her yiğidin karı değil"

Şair Mustafa Özçelik, Ahmet Kekeç'le "Mavera", "Kayıtlar" ve "Aylık Dergi" gibi pek çok dergide birlikte yazdıklarına işaret ederek, yazılarından birbirlerini tanıdıklarını ve yüz yüze tanışma fırsatı bulamadıklarını ifade etti.

Özçelik, Ahmet Kekeç'in kalemin onuruna, haysiyetine sahip çıkan, doğru bildiğini yazan bir yazar olduğunu vurgulayarak, "Hakikatin sesi oldu. O dönemin şartları onun değerlerinin ötekileştirildiği zamanlardı. Zor zamanlarda yazmak her yiğidin karı değil. İmkanlar müsait olsaydı onu çok güçlü bir romancı olarak görecektik Türk edebiyatında ama hayat şartları onu gazeteciliğe itti. Orada da önemli yazılar yazdı. İz bırakan çok değerli bir kalem oldu. Ruhu şad, mekanı cennet olsun." değerlendirmesinde bulundu.

Şair Özcan Ünlü de Kekeç'le kaderlerinin birbirlerine benzediğine değinerek, "Aynı gazete ve dergilerde çalıştık. Onunla uzun sohbetlerimiz olurdu. Çok yalın bir tarif yapmak isterim. Gerçekten inandığı gibi yaşadı, yaşadığı gibi yazdı." şeklinde konuştu.

Ahmet Kekeç'ten cesaretin sadece yumruk sallamak olmadığını öğrendiği aktaran Ünlü, Kekeç'i cesur ve duygusal bir edebiyatçı olarak anmaya devam edeceğini dile getirdi.

Prof. Dr. Haşim Şahin ise Ahmet Kekeç'in Türkiye'de kaleminin namusuna sahip çıkan ender yazarlardan biri olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Hiçbir zaman kendisini siyasi konjonktüre, dönemin beklentilerine göre konumlandırmamış. Doğru bildiğini cesur bir şekilde savunmuş bir yazar. O sebeple hangi görüşten olursa olsun en azından kalemin, edebiyatın namusunu korumak açısından okumaları ve örnek almaları gereken bir şahsiyet olduğunu düşünüyorum. Bu dünyadan erken göçtü. Keşke daha fazla yazıları, romanları ve hikayeleri olsaydı."


Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.