CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Bir gün bile OHAL'e, OHAL uygulamalarına, demokrasinin askıya alınmasına ve mahkeme kararları olmadan yürütmenin verdiği kararlarla şirketlere el konulmasına, memuriyetten atılmasına, gözaltı sürelerinin uzatılmasına Türkiye'nin ihtiyacı yok. Türkiye'nin normalleşmeye, demokratikleşmeye ihtiyacı var." dedi.
Özel, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, "AK Parti'nin muhalefete ve topluma şeker görünümlü zehir olarak torba yasa düzenlemesini yutturmaya çalıştığını" öne sürdü.
Turizmi teşvik kanun teklifine direndiklerini söyleyen Özel, iktidarın daha sonra Genel Kurula getirdiği ekonomiye ilişkin kanun teklifinde tütün üreticilerinin beklediği bir erteleme, kamu eczacılarının beklediği bir iyileştirme bulunduğunu ve bunları desteklediklerini kaydetti. Özel, aynı düzenlemede yer alan ve vatandaşların beklentilerini karşılayan maddeleri desteklediklerini belirterek "Ama bunlar şeker, şekerin ortasına bir zehir koymuşlar. O da OHAL yetkilerini 3 yıl uzatmak." diye konuştu.
Özgür Özel, bu düzenlemeye de direndiklerini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dedik ki 'En iyi ihtimalle, bunun 2 yılı siz kullanırsınız, bir yılını biz kullanacağız. Bizim böyle bir yetkiye ihtiyacımız yok önümüzdeki dönemin iktidarı olarak.' Düşündüler, taşındılar, bunu indirmeye karar verdiler. 2 yıla indirseler gideceklerini kabul edecekler. Uzun direnişimiz ve mücadelemiz sonunda bu maddelerin TMSF ile ilgili olanı 3 yılda kalıyor, diğer 2 OHAL maddesini 1 yıla indirdiler. Biz mücadeleye devam edeceğiz, tamamen kalkana kadar. Bir gün bile OHAL'e, OHAL uygulamalarına, demokrasinin askıya alınmasına ve mahkeme kararları olmadan yürütmenin verdiği kararlarla şirketlere el konulmasına, memuriyetten atılmasına, gözaltı sürelerinin uzatılmasına Türkiye'nin ihtiyacı yok. Türkiye'nin normalleşmeye, demokratikleşmeye ihtiyacı var. Ama bir gün bile OHAL yetkileri olmayınca kendisini savunmasız, yönetemez, acz içinde hisseden bir yönetimle karşı karşıyayız. Bu AK Parti'nin tükenişinin itirafıdır."
Özgür Özel, seçimlerde iktidarın değişmesiyle Türkiye'nin huzura kavuşacağını savundu.
"En çok da senin gözüne sokuyor doğa"
CHP Grup Başkanvekili Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın memleketinde de dünyanın birçok ülkesinde de doğanın önemli mesaj verdiğini belirterek Rize'deki sel felaketinde kayıp vatandaşların ve hayatını kaybedenlerin bulunduğunu anımsattı.
Doğayı korumak için itiraz edenlerin ne demek istediğini, bu felaketlerin ortaya koyduğunu söyleyen Özel, Muğla'da kömür madeni ihalesini alan "beşli çeteden bir şirketin" ağaçları kesmeye çalıştığını savundu. Özel, "Nerede bir rant onlar. Doymadılar, bitmediler. Bunu doyuranlar da bu işten pes etmedi, bıkmadılar. Kendi memleketinde, 'Dayımların dahi...' diyor. Öyle, en çok da senin gözüne sokuyor doğa. Bunu yapmamak lazım." ifadelerini kullandı.
Özel, partisinin her türlü direnişte köylülerin ve doğanın yanında yer almaya devam edeceğini de bildirdi.
Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü görevinden alınmasının ardından vekaleten göreve getirilen Naci İnci'nin, "direnişin sembollerinden" şeklinde nitelendirdiği Can Candan'ın üniversiteyle ilişiğini kestiğini belirten Özel, "Onun kusuru öğrenci eylemlerinde kaydettiği görüntüler, bir hafta sonu, öğretim görevlilerini üniversiteye sokulmasının yasaklanmasının tutanağını tutmasıdır." diye konuştu.
Boğaziçi Üniversitesinde tahribatın devam ettiğini ve yeni ilişik kesmelerin geçiş döneminde bir yumuşamaya değil sertleşmeye işaret ettiğini söyleyen Özel, "Boğaziçi gibi köklü bir üniversitemizi, bir yüksek lise statüsüne dönüştürüp orada özgürlüğü değil de tek sesliliği egemen kılmaya çalışan bir anlayış 'Bunu Melih Bulu ile yapamadık, bunu Rektör Vekili ile yaparız, gerekirse de böyle bir rektör daha atarız.' diye düşünüyorsa tarihi bir hata daha yaparlar. Herkes aklını başına toplasın." sözlerini sarf etti.
Özgür Özel, Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesine araştırma görevlisi alınmasına yönelik ilanda yabancı dil sınav puanı olarak 50 puan şartı konulduğunu belirterek "Bunların Türkiye'ye dayattıkları Boğaziçi'nde, bunların araştırma görevlileri yabancı bir hocayla karşılaştıklarında işaret diliyle konuşacaklar. Oraya doldurmayı düşündükleri vasıfsızların, yabancı dil sınavında olabilecek en düşük puana razı oldukları bir üniversiteyi tarif ediyorlar." şeklinde konuştu.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in "CHP'nin darbeci olduğunu ve 15 Temmuz darbe girişiminden kaçtığını" söylediğini anlatan Özel, "Allah'tan korkmaz, 'Bir yalanı ne kadar çok söylersem o kadar inananı olur.' diye inanmış, yalancılıkta artık dünya markası olmuş birisi. İnsan artık dinlemeye utanıyor, o söylemeye utanmıyor." sözlerini sarf etti.
Özel, "Cumhur İttifakı'nın temellerinin 15 Temmuz darbe girişimi sırasında meydanlarda atıldığı" söyleminin gerçeği yansıtmadığını, o gece kendisinin de aralarında bulunduğu, farklı partilerin milletvekillerinin Meclis'te bu girişime karşı durduğunu söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaptığı yazılı açıklamada "Halkın sokağa daveti, Türk askeriyle muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır. Bilhassa Milliyetçi Ülkücü hareketin provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım, karanlık sürecin taraf ve faili olmayacaktır." ifadelerine yer verdiğini aktaran Özel, "Buyurun beyler, buyurun Ömer Bey." ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin bu sarf ettiği sözleri CHP'nin söylemiş olması halinde ne olacağını soran Özel, o gece darbeye karşı duranların ortada olduğuna işaret etti.
Özel, iktidarın, kamu görevlilerinin yönetim ve denetim kurullarında en fazla bir görev verilmesine ilişkin eylemin hayata geçirilmesine ilişkin tarihin geçtiğini söyledi.
TÜİK'in gübre fiyatlarının son bir yılda yüzde 40 arttığını açıkladığını ancak gübredeki artış oranlarının çok daha yüksek olduğunu öne süren Özel, çiftçinin, TÜİK'in gübre fiyatını nereden aldığını merak ettiğini, gübreyi oradan alacağını söylediğini aktardı.
Özgür Özel, bir gazetecinin sorusunu üzerine, partisinin bir önceki seçimde Millet İttifakı'nda yer aldığını anımsatarak bir sonraki seçimde yer alacakları ittifaka, ilgili partilerin yetkili organlarının karar vereceğini anlattı.