Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, polisin sokakta gazetecilere müdahale etmesi, sokak röportajı için basın kartı zorunluluğu olduğunu iddia etmesi, kimlik kontrolü yapıp, soruları not etmesi, gazetecilerin fotoğraflarını çekmesiyle ilgili açıklama yaptı.
Açıklamada, "Son günlerde sokakta röportaj yapan muhabirlere, foto muhabirlerine ve kameramanlara da polisin müdahale etmesi, soruları not etmesi, basın kartı zorunluluğu olduğunu ileri sürmesi gibi olaylarının sıklaştığına tanıklık ediyoruz. Gazetecilerin sokak röportajı yapmasının önünde hiçbir hukuksal engel bulunmamaktadır. Gazetecilerin yapmış olduğu sokak röportajları asla yasaklanamaz, içeriği de denetlenemez. Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesinde yer aldığı gibi Gazeteci, röportaj, haber, yorum veya görüntü, yayın şekli ne olursa olsun, hazırlığını yayın organındaki sorumlular dışında, kaynağı da dahil kimseye denetlettirmekle yükümlü değildir. Gazeteci, önce halka ve gerçeğe karşı sorumludur. Bu sorumluluk kamu otoritelerine olan sorumluluklarından önce gelir. Gazeteci; halkın bilgi edinme hakkı ve haber alma hakkını kullanırken kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır." denildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Gazetecinin sokak röportajı yapmasının önünde hiçbir engel yoktur, olamaz. Gazeteci; tüm bilgi kaynaklarına serbestçe ulaşma ve kamu yaşamını belirleyen, halkı ilgilendiren tüm olayları izleme, araştırma hakkına sahiptir ve kendi açısından sonuçları ne olursa olsun, gerçekleri çarpıtmadan aktarmak zorundadır. Gazeteci, mağdurun, güçsüzün, yoksulun, ötekileştirilenin ve sesini duyuramayanların sesi olmakla yükümlüdür.
Sokak röportajı asla yasaklanamaz. Yurttaşlar konuşmayı kabul ettiğinde, görüşlerini kamuoyuna duyurmak gazetecinin temel görevidir. Polisin gazetecilere müdahalesi yurttaşların sorunlarının haberleştirilmesini engelleme faaliyetidir ve Anayasa’ya aykırıdır. Sokakta röportaj yapan gazetecilere Cumhurbaşkanlığı’nca verilen basın kartının sorulmasının hukuki zemini bulunmamaktadır. Basın kartı gazetecilik faaliyetinin ruhsatı değildir. Ülkemizde iktidarın istediği gibi haber yapmadığı için binlerce gazetecinin basın kartı İletişim Başkanlığı tarafından iptal edilmiştir.
Polisin gazetecilerin fotoğrafını çekmesi, kendi WhatsApp gruplarında paylaşması, sorularını alması hukuksuz uygulamalardır, suçtur. Polisin görevini kötüye kullanmasıdır. Gazetecilere gözdağı verilmesi eylemidir. Engelleme ile karşılaşan meslektaşlarımız Cumhuriyet Savcılarına suç duyurusunda bulunabilir. Polisin görevi, tüm yurttaşlar gibi gazetecilerin de sokakta röportaj yapıp halkın sorunlarını haberleştirirken can güvenliği sağlamaktır.
Gazetecinin görevini yerine getirirken kimseden izin almak, kimseye hesap vermek zorunda olmadığını, gazetecinin halkın haber alma hakkının garantisi olduğunu, tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde bulunduğumuzu hatırlatıyoruz. İktidarı bir kez daha halkın haber alma hakkını yok saymaktan ve gazetecilerin görevlerini yapmalarına engel olmaktan vazgeçmeye çağırıyoruz.”