Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfının yurt içi ve uluslararası burs programları kapsamında eğitim desteği verdiği öğrenciler için düzenlenen mezuniyet programına katıldı.
Burada konuşan Erbaş, dünyanın farklı bölgelerinden gelerek Türkiye'de eğitim gören gençlere, "Aynı gaye ve duygularla buluştunuz. Beraberce bir eğitim süreci geçirdiniz. İnanıyorum ki güzel dostluklar oluşturdunuz, güzel anılar biriktirdiniz. Şimdi mezun oluyorsunuz. Hepinizi tebrik ediyorum. Ailelerinize ve bu sürece katkı sunan herkese teşekkür diyorum." diye seslendi.
Gençlere, büyük bir inancın ve medeniyetin mensupları olduklarını anımsatan Erbaş, "Gerçekleştirdiğiniz bütün faaliyetlerde, giriştiğiniz bütün işlerde bunu asla unutmayınız. Sizler yüzyıllarca dünyaya hükmetmiş, adalet dağıtmış, diğer din ve milletlerin zor durumda kaldıklarında yardım istedikleri büyük bir milletin evlatları, torunlarısınız. Sizler her biriniz ecdadımızın merhametini, tecrübesini, adaletini gittiğiniz her yerde yaşatmaya devam edeceksiniz. Bulunduğunuz her yerde, inancımızı ve değerlerimizi en güzel şekilde temsil edeceğinize inancım tamdır." ifadelerini kullandı.
Kur'an-ı Kerim'de, Allah'ın, herkesi İslam'a davet ettiğini bildiren Erbaş, Kur'an ve sünnetin izinde kurulan İslam medeniyetinin, merhametin, güzel ahlakın, bir arada yaşamanın en güzel örnekleriyle dolu olduğunu dile getirdi.
Müslümanların tarih boyunca bulundukları coğrafyalarda hukukun ve adaletin teminatı olduklarına işaret eden Erbaş, din, dil, ırk, renk ayrımı yapmaksızın herkesin temel hak ve özgürlüklerini dokunulmaz kabul ettiklerini aktardı.
Bir arada yaşama kültürüne değinen Erbaş, şöyle konuştu:
"Bugün insanlığın en büyük sorunu ahlak ve hukuku ihmal etmesi, hatta kaybetmesidir. Yaşanan savaşların, kaosların, bireysel ve küresel krizlerin temelinde insanın kendine yabancılaşması, yaratılış gayesini unutması, Rabbine kayıtsız kalması vardır. Dünyayı, kaybettiği ve muhtaç olduğu değerlerle buluşturmak ise yine sizlere, bizlere düşmektedir. Hatta bu, bizim iman ve kulluk sorumluluğumuzdur."
Daha güzel bir hayat ve dünyanın inşası için gençlerin hayalleri, çalışmaları ve gayretlerinin önemli olduğuna vurgu yapan Erbaş, şöyle devam etti:
"Nitekim Peygamber Efendimiz, Mekke-i Mükerreme'de bir cahiliye toplumundan dünyanın en güzel dönemini, asrısaadeti inşa ederken bunu kendisine inanan bir avuç genç Müslüman ile beraber yapmıştır. Mekke'de, İslam'ın zor yıllarında Peygamber Efendimize inanıp destek olan, insanlığın iyiliği için mücadele eden sahabenin büyük çoğunluğu 15-20 yaş aralığındaki genç insanlardır."
Güzel ahlak
Toplumun ve insanlığın iyiliği için tavsiyelerde bulunan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, şunları kaydetti:
"Bir kardeşiniz, bir üniversite hocası ve Diyanet İşleri Başkanı olarak, bunu özellikle ifade etmeliyim ki hem kendinizin hem de toplumun ve bütün insanlığın iyiliği için şu hususları önemsemenizi tavsiye ediyorum. İnsani değerlerin, bir arada yaşamanın, güzel ahlakın ve erdemin en güzel örneği Peygamberimiz, Hazreti Muhammed Mustafa'dır. Onun hayatını her yönüyle öğrenmeye ve yaşamaya muhtacız. Zira o, tanınmadan, dostluk, vefa ve kardeşlik bilinemez. O anlaşılmadan merhamet, paylaşma, başkasına değer verme ve herkesin iyiliğini isteme erdemleri anlaşılamaz. O tanınmadan güzel ahlak tam anlamıyla yaşanamaz. Hangi meslekte olursanız olun gayeniz, topluma ve insanlığa hizmet etmek olmalıdır. Zira karşılığını sadece Allah’tan bekleyerek İslam’a, milletimize ve insanlığa hizmet etme uğrunda yaptığınız bütün çalışmalar ibadettir. Bizim asıl beklentimiz, en büyük ücretimiz Rabbimizin rızasını kazanmaktır. Onu mefkure olarak zihnimizden hiçbir zaman çıkarmayacağız."