banner89

banner88

HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Bütün Kürt yapıları bir araya gelip savaş karşıtı bir ittifak oluştursunlar

Politika 19.10.2021, 13:49
HDP Eş Genel Başkanı Sancar: Bütün Kürt yapıları bir araya gelip savaş karşıtı bir ittifak oluştursunlar

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, iktidarın savaş politikaları yürüttüğünü ve bunun temelinde 'Kürt düşmanlığı' yattığını savunarak, "Bu iktidara karşı samimi, gerçek, demokratik mücadele, savaş politikalarına karşı çıkmaktan geçer. Savaş politikalarına karşı en güçlü birlikteliği oluşturacağız. Bütün Kürt yapıları bir araya gelip savaş karşıtı bir ittifak oluştursunlar. Savaş karşıtı mücadele, birlik oluştursunlar. Halklar arasında betondan duvar ören bu iktidara karşı, savaşa yönelik bir irade duvarı kurmak zorundayız" dedi.

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, kadrolaşma listeleriyle gündeme gelen TÜGVA'ya yönelik olarak, "Bu vakıf aracılığıyla devleti ve kamuyu kendi arka bahçelerine çevirmişler. Bu ilk örnek değil, kesin olarak belgelerle başka örnekler de çıkacaktır. Çürüme dediğimiz budur. Bu düzen kokuşmuştur, her tarafından pis kokular yayılmaktadır. Toplumu da bu çürümeye mahkum etmek için yalan düzenini tam hız işletmeye devam ediyorlar ama nafile, tutmuyor tutmayacak" ifadesini kullandı.

İktidarın ekonomi politikalarını ve Merkez Bankası'ndaki görev değişikliklerini de eleştiren Sancar, "Bir başka ekonomi yarattılar. Kayıtsız kara ekonomi, rant ve hırsızlık ekonomisi bu. Bir yanda, gece yarısı kararnameleriyle, zamlarla, savaş politikalarıyla sipariş ihalelerle israfla çökertilen kamu kaynakları, halkın ekmeği var, diğer tarafta da yolsuzlukla, talanla oluşturulan bir saray ve sömürü düzeni var. Bu iktidarın zenginleri arttıkça bu ülkede yoksulluk büyümektedir. İktidarın yandaşları arttıkça işsizlik artmaktadır. İktidar ekonomiyi talan ettikçe halkın sofrası boşalmaktadır" diye konuştu.

Sancar'ın açıklamasından satır başları şöyle:

(TÜGVA) Bu vakıf aracılığıyla devleti ve kamuyu kendi arka bahçelerine çevirmişler. Bu ilk örnek değil, kesin olarak belgelerle başka örnekler de çıkacaktır. TÜGVA'nın çalışanlarının da bu belgelerin doğruluğunu kabul etmesi, TÜGVA Başkanı'nın önce kumpas, sonra sızdırıldı diyerek itirafta bulunması, bu liyakatsız alımları doğrulamıştır.

Çürüme dediğimiz budur. Bu düzen kokuşmuştur, her tarafından pis kokular yayılmaktadır. Toplumu da bu çürümeye mahkum etmek için yalan düzenini tam hız işletmeye devam ediyorlar ama nafile, tutmuyor tutmayacak. Karşılarında direnenler, hakikat arayıcıları, hak mücadelesinin savunucuları var.

Hep kul hakkından söz edenler bunlar. Kul hakkına girdikleri yetmiyor gibi yerleştirdikleri bu vasıfsız ve yandaş elemanları ile kamu kurumları ve yargıdaki işleyişte de birçok başka büyük soruna yol açıyorlar.

Merve Çavdar, KPSS'yi kazandığı halde atanmadı, intihar etti... Böyle yüzlerce gencimiz var. O yandaşları oraya yerleştirdikleri için emekleriyle bir yere gelenler iş bulamıyorlar, hayatı bile bırakabilecek noktaya gelebiliyorlar. Buna hiç kimsenin hakkı olmadığını her seferinde ortaya koyacağız. Adalet mücadelesini bu yüzden her türlü bedeli göze alarak yapıyoruz. Yargıdaki çürümenin bir ayağı da tam burada işte. Yandaşlarını yargıya yerleştiriyorlar, yargıdaki savcılarla kumpas davaları açıyorlar, yargıçlarla mahkumiyet veriyorlar. O yüzden bütün bu davalar siyasidir, kumpastır. Ne delil ortaya koyabiliyorlar ne de gerekçelerini haklı çıkarabilecek cümle yazabiliyorlar.

İktidar, kamu kurumlarını, halkın kaynaklarını ve tüm imkanlarını kontrollerindeki vakıflar, cemaatler ve SADAT gibi organizasyonlarla, 5'li çete gibi rantçı cenah arasında pay etmektedir. Halkın sofrasına kuru ekmek bile kalmıyor. Halkı çöpten atık sebze meyve aramaya mecbur eden, bu talan düzenidir.

Hiçbir ülke bu kadar kirlenmeyi kaldıramaz. Hiçbir toplum bu kadar kokuşmuşluğu hak etmez. O nedenle bizler yeni başlangıç, adil bir gelecek, demokratik bir düzen ve barış içinde eşit yaşamı kuracağız. Mutlaka kuracağız.

Bu talan düzeninin ekonomideki yansımalarına baktığınızda da aynı şeylerle karşılaşıyorsunuz. Bu iktidar ekonomide de benzer bir düzen kurdu. Bir başka ekonomi yarattılar. Kayıtsız kara ekonomi, rant ve hırsızlık ekonomisi bu. Bir yanda, gece yarısı kararnameleriyle, zamlarla, savaş poltikalarıyla, sipariş ihalelerle israfla çökertilen kamu kaynakları, halkın ekmeği var, diğer tarafta da yolsuzlukla, talanla oluşturulan bir saray ve sömürü düzeni var. Bu iktidarın zenginleri arttıkça bu ülkede yoksulluk büyümektedir. İktidarın yandaşları arttıkça işsizlik artmaktadır. İktidar ekonomiyi talan ettikçe halkın sofrası boşalmaktadır.

İktidar yine bir kararname yayınlıyor, MB'den 3 kişiyi görevden alıyor... Düzenin kendisi bozuk, öyle müdahalelerle başkan, başkan yardımcısı değiştirmekle daha fazla çöküşe yol açarsınız. Değişmesi gereken iktidar politikaları ve bu sömürgen düzendir. İktidarı da beslendiği bu kirli düzeni de bizlerin görevidir.

Kurlardaki değişim... Her gün TL'nin değer kaybı rekor kırıyor. Her yeni rekor yoksullukta biraz daha dibe inmektedir. Devasa borçlar, üretim yok, gübre, saman ithal... Ülkeyi bir kıtlığa sürüklüyor bu düzen. O yüzden değişmelidir diyoruz. Bu ülkenin kaynakları, toplumundur. Bir avuç yandaşa peşkeş çekmelerine dur dememiz bundandır.

Sürekli olarak savaşa yatırım yapan, çatışmadan beslendiği için kendisini buna mecbur hisseden bir iktidar var. Bu iktidar, yeni düzenini bu ittifaklarını savaş politikaları üzerine kurmuştur ve savaş politikaları devam ettikçe bir arada kalabilmektedirler. Savaş, nefret, düşmanlık politikaları bu iktidar ortaklarının tek harcıdır. Savaş politikaların temelinde Kürt düşmanlığı yatıyor. Suriye'ye askeri operasyon tartışıyorlar... Tek nedeni var: Kürt, anasını görmesin yeter ki. Türkiye batsın ama Kürtler de gün yüzü görmesin. Çatışmasızlığın olduğu dönemde 2013-15 arası yıllarda bütçede güvenliğe ayrılan, savunmaya ayrılan miktarla bugün ayrılan miktar arasında uçurumlar var. O gün 50 milyara yakın bir güvenlik bütçesi, bugün 250 milyar civarında bir güvenlik bütçesi. Bu bile iktidarın tutunduğu dalın ne olduğunu göstermektedir. Bu iktidara karşı samimi, gerçek, demokratik mücadele, savaş politikalarına karşı çıkmaktan geçer.

Savaş politikalarına karşı en güçlü birlikteliği oluşturacağız. Bütün Kürt yapıları bir araya gelip savaş karşıtı bir ittifak oluştursunlar. Savaş karşıtı mücadele, birlik oluştursunlar. Halklar arasında betondan duvar ören bu iktidara karşı, savaşa yönelik bir irade duvarı kurmak zorundayız.

Büyük dönüşümün gelebileceği tek yol var. Büyük barış... Bunun için de önce savaşa karşı büyük birlik gerek...   

Bütçe önümüze geliyor... Biz halkın bütçesini oluşturmak için halka soruyoruz, onlara danışıyoruz, dertlerini dinliyoruz. Alternatif bütçemizi de halkın bütçesi olarak bu çalışmalarla oluşturacağız. Bu iktidarın bütçesi sömürü, talan, savaş bütçesidir. Biz de bu ülkeye demokrasi, adalet, hakça bölüşüm ve barış bütçesi getireceğiz. Şimdiden hazırlıklarını yapıyoruz. İnşallah yakın zamanda yönetime ortak olduğumuzda bunları halkın desteği ve gücüyle hayata geçireceğiz. Savaş bütçesini yırtıp atacağız, barışın bütçesini getireceğiz. Halkın ekmeğine gözünü koyanlara dur diyeceğiz.

Mardin'de, sınır boyunda uzanan o geniş mayınlı tarlalardan mayınları sökeceğiz. O toprakları, organik tarıma en elverişli topraklarına mayın değil tohum ekeceğiz.

Bu iktidar derinleşen yoksulluk, büyüyen kriz karşısında tek çareyi düşmanlaştırmada ve savaş politikalarında arıyor ama bunun sonuna dayandığını görmek zorundayız. Türkiye'deki bütün demokrasi güçlerine sesleniyoruz: Siz de bir tek sözcükle oturduğunuz kahvede, sohbet ettiğiniz esnafta bile bu savaş ve nefret diline itiraz ederseniz o sesler büyüyecek ve buluşacak. O sesler buluştukça öyle büyük güç doğacak ki hiçbir nefret aygıtı, savaş mekanizması bunun karşısında durmayacak. Türkiye toplumu savaş istemiyor.  

Her türlü kaos planına karşı, barış savunculuğu ile en büyük güvencedir HDP. Biz gücümüzü halktan alıyoruz. Biz bu ülkede barış için demokrasi için adalet için mücadele ederek büyüyoruz. HDP olarak yaşımız 9 oldu ama beslendiğimiz köklerin yaşı asırlara sığmıyor. Biz bütün onur mücadelelerinin mirasçısıyız. Bu mirasa layık olmak da boynumuzun borcudur, vicdanımızın görevidir.

Hem bu iktidarın hem bu iktidarın beslendiği düzenin temellerini gözler önüne seren, değiştirme programına iradesine sahip olan HDP var karşılarında. İşte buna katlanamıyorlar, dayanamıyorlar. O kadar çok öfkeleniyorlar ki, üzerimize yargıyı, polisi salıyorlar. Her türlü tehdit ve baskı politikasıyla bizi yıldırabileceklerini sanıyorlar...

Kobani kumpas davası işte... Bu kumpas davalarının nereden kaynaklandığını bütün ülke biliyor. Bilmeyenler öğrenecek.

Bu ülkede yolsuzluk yapanlar niye yargılanmıyor? Çeteler almış başını gidiyor, her türlü kara para bu ülkede normal iş haline gelmiş... Her türlü yolsuzluk normal... Yargı, bu düzeni, bu çürümeyi ortaya çıkaran, buna karşı mücadele eden ve bu düzeni değiştirebilecek birikime sahip olan HDP'ye saldırıyor. HDP'nin yargılamya çalışmanın ne kadar nafile olduğunu da Kobani kumpas davasında gösteriyor. Biz orada bu iktidarı da, iktidarın kendi savcıları eliyle açtığı kumpasları da, hakimlere verdiği talimatları da boşa çıkartacağız.

Bu ülkede işçilerin haklarını sonuna kadar alacağı bir gelir adaleti meselesi de var, cezaevlerinde rehin tutulan binlerce siyasetçilerin, seçilmişlerin özgürlüklerine kavuşma meselesi de var, pazar poşetini dolduramayan emekçi için refah da var, iş bulma kuyruklarında bekleyen gençlerimiz meselesi de var, yurtsuz gençler için yurt meselesi de var, şiddete karşı barış siyesi de var. Bizim programımızın başlıklarının bir kısmı bunlar. Elbette Kürt sorununda demokratik, barışçıl çözüm var. Alevi canlarımız için inançlarını özgür ve eşit yaşayabilecekleri bir yurttaşlık düzeni var. İnananlar ve inanmayanlar için eşit bir düzen, bütün toplumsal kimlikler için eşit bir hayat var. Bunlar için varız, sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz.

Bize nasıl yapacaksınız diye soruyorlar... Gücümüzü halkımızdan ve haklılığımızdan alıyoruz. HDP günü geldiğinde bu ülkenin yönetiminde en güçlü şekilde yerini alacak ve bu günler uzak değil. Biz toplumsal diyalog ve müzakereyi esas almışız. Biz topluma, bütün kesimlere konuşuyoruz. Gerilim ve çatışma siyaseti değil; müzakere ve mutabakat yöntemleri ile yürümek istiyoruz. Bize ne uzak, belki bizden hiç hoşlanmayan toplum kesimleri varsa onlarla da temas için her şeyi yapacağız. Onlarla da konuşmak için imkanları seferber edeceğiz. Kin, nefret, çatışma değil; müzakere ve uzlaşma ile bu ülkenin sorunlarını çözmek için yolumuzda yürüyoruz.

Bu ülkede sürü haline getirilmiş yığınlar olmaktan çıkıp, gerçek bir toplum, toplumsal irade bizim en temel hedefimizdir ve buna da uluşacağımıza inanıyorum. Bu toplumda bu istek ve bu bekleyiş var. Beklenen bu siyasettir, bu cesarettir, bu kararlılıktır; adres de HDP'dir."

Yorumlar (0)
6
kapalı
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 16 44
2. Fenerbahçe 16 36
3. Samsunspor 16 30
4. Göztepe 16 28
5. Eyüpspor 17 27
6. Beşiktaş 16 26
7. Başakşehir 16 23
8. Gaziantep FK 16 21
9. Antalyaspor 16 21
10. Kasımpasa 16 20
11. Konyaspor 16 20
12. Rizespor 16 20
13. Trabzonspor 16 19
14. Sivasspor 17 19
15. Alanyaspor 16 18
16. Kayserispor 16 15
17. Bodrumspor 16 14
18. Hatayspor 16 9
19. A.Demirspor 16 5
Takımlar O P
1. Kocaelispor 17 35
2. Bandırmaspor 17 33
3. Karagümrük 17 31
4. Erzurumspor 17 29
5. Keçiörengücü 17 27
6. Igdir FK 17 25
7. Amed Sportif 17 25
8. Ahlatçı Çorum FK 17 25
9. İstanbulspor 17 24
10. Ankaragücü 17 24
11. Manisa FK 17 23
12. Pendikspor 17 23
13. Gençlerbirliği 17 23
14. Esenler Erokspor 17 22
15. Boluspor 17 22
16. Ümraniye 17 22
17. Şanlıurfaspor 17 21
18. Sakaryaspor 17 21
19. Adanaspor 17 14
20. Yeni Malatyaspor 17 -3
Takımlar O P
1. Liverpool 17 42
2. Arsenal 18 36
3. Chelsea 18 35
4. Nottingham Forest 18 34
5. Newcastle 18 29
6. Bournemouth 18 29
7. M.City 18 28
8. Fulham 18 28
9. Aston Villa 18 28
10. Brighton 18 26
11. Brentford 18 24
12. Tottenham 18 23
13. West Ham United 18 23
14. M. United 18 22
15. Everton 17 17
16. Crystal Palace 18 17
17. Wolves 18 15
18. Leicester City 18 14
19. Ipswich Town 18 12
20. Southampton 18 6
Takımlar O P
1. Atletico Madrid 18 41
2. Real Madrid 18 40
3. Barcelona 19 38
4. Athletic Bilbao 19 36
5. Villarreal 18 30
6. Mallorca 19 30
7. Real Sociedad 18 25
8. Girona 18 25
9. Real Betis 18 25
10. Osasuna 18 25
11. Celta Vigo 18 24
12. Rayo Vallecano 18 22
13. Las Palmas 18 22
14. Sevilla 18 22
15. Leganes 18 18
16. Deportivo Alaves 18 17
17. Getafe 18 16
18. Espanyol 18 15
19. Valencia 17 12
20. Real Valladolid 18 12
Kocaeli Haberleri