Bu hafta sevindirici gelişmelere imza attık. Mavi Marmara Gazetesi olarak görevimiz, yaşadığımız bölgenin sorunlarını objektif bir şekilde gündeme taşımak, yaşanan gelişmeleri yorumsuz aktarmak, başarı ile tamamlanmış çalışmaları gündeme getirerek, bu başarılı çalışmalara imza atan yöneticileri de onore etmek. Buna, “Sezar’ın hakkını Sezar’a vermek” diyebiliriz.
Sıra ile başlayalım:
Milli park konumunda bulunan Ballıkayalar ’da “seyir terası” yapılması için çalışma başlatıldı. GEDOKS Milli Park içerisinde seyir terası yapılmasının Milli Park anlayışına zarar verdiğini gündeme getirdi. Mavi Marmara konuyu dikkatle takip etti, yerinde inceledi. GEDOKS tarafından gündeme getirilen konuyu takip ederek konunun üzerine gitti. Ballıkayalar için dikkat çeken bir haber Mavi Marmara’da yer aldı.
Kocaeli büyükşehir belediyesi gerek GEDOKS gerekse Mavi Marmara tarafından gündeme taşınan “Seyir Terası” projesi ile ilgili yerinde bir inceleme başlattı. Sonuç olarak proje tabiata zarar verdiği gerekçesi ile iptal edildi. Yani MİLLİ PARK üzerindeki tehdit ortadan kaldırılmış oldu. Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, GEDOKS Başkanı Orhan Bilmez, Büyükşehir- Gebze Belediyesi ve yöneticilerine bu çevresel duyarlılıklarından ötürü teşekkür ediyoruz.
Yeni Mavi Marmara Gazetesi Pelitli köyünde köyü tehdit eden bir kokuyu gündeme taşıdı. Köy Muhtarı Zafer Ceyhanlı Pelitli ’nin pis bir koku altında kaldığını, bu kokunun bölgede yaşayanları rahatsız ettiğini söyledi. Mavi Marmara Pelitli köyüne gitti, yerinde inceledi ve konuyu Kocaeli gündemine taşıdı. Pis kokunun kaynağının araştırılmasını istedi. Sonuç olarak Büyükşehir ve Gebze belediyesi bölgede çalışma yaptı. Kokunun sebebini araştırdı. Sonuç olarak çevreye koku yayan dört fabrika için işlek başlatıldı. İki fabrikanın ruhsat iptali gündeme getirildi. Çarşamba gününden itibaren çevreye yayılan koku ortadan kalktı, bölgede yaşayanlar rahat bir nefes aldı.
Elbette hem Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın’a, Gebze Belediye başkanımız Zinnur Büyükgöz’e, konuyu gündeme taşıyan ve haberleştirmemizi sağlayan Köy Muhtarı Zafer Ceyhanlı’ya çalışmalara katkı sunan tüm belediye yöneticilerine teşekkür ediyoruz. Ellerine sağlık.
Şimdi gelelim Darıca’ya:
Darıca’da son haftalarda bölgede bulunan çimento fabrikasının lastik yakması nedeniyle yaşanan sorunlar gündeme taşınıyor. Çimento fabrikalarının lastik yakması aslında Türkiye kamuoyunda tartışılan önemli bir konu olarak dikkat çekiyor. Mavi Marmara Gazetesi de doğal olarak bu sorunları ve iddiaları gündeme taşıyor.
İddialar özetle şöyle:
KYOTO Protokolü (1997 yılında Japonya'nın Kyoto şehrinde imzalanan iklim değişimlerini önlemeye yönelik düzenleme) tarafı olan Türkiye'de, çimento fabrikalarında araç lastiği yakılmasına izin verilmekte midir?
Ülkemizde araç lastiği yakma izni verilen kaç çimento fabrikası vardır?
Bu çimento fabrikaları hangileridir?
Lastik yakan çimento fabrikalarının, çevre ve insan sağlığına etkileri ve kanser vakalarında yaşanan artış konularında yapılan çalışmalar ile gelecek dönemde yapılması planlanan çalışmalar nelerdir?
Çimento fabrikalarında atık petrol ürünleri, araç lastiği ve motor yağı gibi çevreye zarar verdiği bilinen ürünlerin hala kullanılıyor olmasının nedeni nedir?
Bildiğimiz kadarı ile çimento fabrikalarına lastik yakma izni belirli bir kota ile veriliyor. Sadece çimento fabrikaları değil atık lastiklerin yakılarak enerjiye dönüştürülmesi de ayrı bir proje olarak yürütülüyor.
Aslında şu soruyu sormak gerekiyor: Darıca’da bulunan çimento fabrikası lastik yakmaya elverişli bir fabrika mı? Çimento fabrikasının kentin neredeyse içinde kalması nedeniyle çevreye verdiği zarar hangi boyutta? Bu fabrikaya izin verilmişse ne kadar bir kota uygulanıyor? Fabrika bu kotayı aşıyor mu?
Sanıyorum Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Büyükakın, Darıca Belediye başkanımız Muzaffer Bıyık bu konunun takipçisi olmuşlar, gündeme getirdiğimiz bu konu ile ilgili gerekli çalışmayı da başlatmıştır. Amacımız bağcıyı dövmek değil üzüm yemektir. Fabrika’nın izinleri varsa ve kotayı aşmıyorsa onları da yıpratmamak adına duyurmamız, Darıca halkı ile karşı karşıya getirmemiz gerekir. Bu durum da bizim asli görevlerimiz arasında yer alıyor. Sıkıntılı bir süreç yaşanıyorsa da bunu elbette yetkililer çözecek ve bilgilendirme yapacaktır.
Ekonomik sıkıntılar yaşadığımız bir dönemde çalışan, üreten her fabrika önemlidir. Ekonomik olarak ülkemize güç verir. Ancak insan sağlığı da bir o kadar önemlidir. Fabrikaların da insana ve doğaya saygılı olması gerekir.
Güzel bir haftayı geride bırakıyoruz. Çalışanları alkışlıyor başarıların devamını diliyoruz.
Her hafta böyle güzel haberler vermek dileğiyle….